İngilizce Terimler - yirmiyedinci Bölüm
Count on
(-e güvenmek – hesaba katmak – bel bağlamak)
To rely on, to trust
Ali is a good student. You can count on his to be prepared for every class.
(Ali iyi bir öğrencidir. Tüm sınıflara hazır olmak için ona güvenebilirsiniz.)
Each other
(birbirine – yekdiğerini – birbirlerini)
One another used to express a relationship between two people
Ali loves Sara. Sara loves Ali. They love each other.
(Ali Sara'yı seviyor. Sara Ali'yi seviyor. Birbirlerine aşıklar.)
Give back
(geri vermek – iade etmek – karşılık vermek)
To return something
I have to give back your book. I’ll give it back tomorrow.
(Kitabınızı geri vermeliyim. Yarın vereceğim.)
Go for a walk
(gezinti yapmak – gezmeye çıkmak – yürüyüşe çıkmak - dolaşmaya çıkmak)
To stroll leisurely, to take a stroll
What a lovely day! Let’s go for a walk.
(Ne güzel bir gün! Yürüyüşe çıkalım.)
Go out
(çıkmak – dışarı çıkmak)
To go with a friend or friends to a restaurant, to the movies, for a ride, etc
I asked Ali if he wanted to go out to dinner.
(Akşam yemeğine çıkıp çıkmak istemediğini Ali'ye sordum.)
Grow up
(yetişmek – büyümek )
To mature, to reach maturity
Children are often too eager to grow up.
(Çocuklar genellikle büyümeye çok heveslidirler.)