İngilizce Terimler - ondokuzuncu Bölüm
First of all
(İlk olarak – her şeyden önce – en önce – öncelikle ilkin)
To begin with, the first of a series of things
First of all, we’ll discuss business, then we’ll eat lunch, and finally, we’ll play a round of golf.
(Her şeyden önce, işi tartışacağız, sonra öğle yemeği yiyeceğiz ve nihayet, bir golf oynayacağız)
Next to
(komşu - -e yakın – yakınındaki – yanında )
Besides, close to
I sat next to my father at the baseball game.
(Beyzbol oyununda babamın yanına oturdum.)
On one’s way
(yolda – yolumda )
In the process of going home, to work, and so on
On her way home, the woman met an old friend.
(Eve dönerken, kadın yolda eski bir arkadaşıyla tanıştı.)
Thanks a lot
(çok teşekkürler – çok çok teşekkür ederim )
Thank you very much
Thanks a lot for the homemade candy.
(Ev yapımı şeker için çok teşekkürler.)
Turn around
(geriye dönmek –arkaya dönmek – vazgeçmek –altüst etmek)
To turn and face in the opposite direction, to turn 180 degrees
Turn around and look in the mirror.
(Kafanı geri açevir ve aynaya bak.)
Again and again
(tekrartekrar – defalarca – done done – sık sık)
Repeatedly
My teacher has helped me again and again.
(Öğretmenim bana defalarca yardım etmiş.)
After a while
(biraz sonar – bir sure sonar)
Later, after a short period of time
After a while, English becomes easier.
(Bir süre sonra İngilizce kolaylaşır.)
Be good at
(iyi yapmak – iyi olmak – bir konuda, bir şeyi yapmada iyi olmak)
To excel at something, to show high ability for
She is good at solving problems.
(Problemleri çözmede iyi.)
Find out
(keşfetmek – anlamak – ortaya çıkarmak – öğrenmek )
To learn, to discover
Find out how to apply for a job as an English teacher. You can find it out at the board of education.
(İngilizce öğretmen olarak iş başvurusunda bulunmayı öğrenin. Eğitim ilan tahtasında nasıl başvuracağınızı anlayabilirsiniz.)
From time to time
(zaman zaman – ara ara – bazen – arada sırada)
Occasionally
From time to time, I go back to my hometown.
(Arada sırada memleketime geri dönüyorum.)